bugün çiçekli bir gömlek aldım sırtıma ucuzluktan. çay içip sohbet ettim, kahve içip sustum sonra. peçetelere mürekkep sildim içinde şiirler olan. yüzümün akında yüzün de kalmamış artık. bak, aynalar şahidim. korkularda sürünmüyorum artık yakalarıma. kuru bir çiçek iğneliyorum, sonra iğneler batıyor avuçlarıma. hokkam kana bulanıyor. acımıyor ama.
tırnaklarımı yemeye de başlamıştım bir ara, ama bıraktım şimdi. bak ellerim ne güzel! saçlarımı uzatıyorum yağız atlar gibi. bilmediğim bir çocuğun gülümseyişinde taranmak istiyor saçlarım. yoksa kafamdaki üç beş tel neye yarar? neye yarar benden gayrısına kilit vurduğum sırmalar?
galiba umutluyum.
ama!
bugün yine komşu ilinde - ki ıraktır bana yolu- insanlar öldü ecelsiz. içimde süt dolu bir cezve taştı, cız etti sonra. içim bir yerlerden olur olmaz aşağı aktı. sonra... sonra bir şiirden bir dörtlük peydah oldu geceye;
" siz çok mu hak ettiniz kendi şehrinizi?
karanlıkta yıldızlar kadar Irak.
ben şunu bilirim:
sivillerde birbirini vurdu susarak. "
bak işte ölmüşüz bile. o zaman sıva kollarını, üzerime toprak at.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder