15 Eylül 2012 Cumartesi

velhasıl öyle işte

artık kafamı dolduracak bir şeyler bulmalıyım. bana iş ver, kafa karışıklığı ver, uykusuzluk ver. yoksa o yapışık yapışık herhangilerden biri olacağım. kendimi bi halt sanan bu üslup da yeni yapıştı üstüme. hepsi amaçsızlıktan! üst komşunun çişini duyacak kadar yalnızlaşmaktan işte! bana yoğunluk ver. durgun suyumda halkalar istiyorum. bu kadar durgun olmak yakışmıyor yer yer sanatsal mürekkep lekeleriyle bezeli pembe elbiseme. soyunsam elbisemden, derilerimden, ruhlarımdan... insanın bir tane ruhu olur diyenler halt etmişler! bi buçuk metrede bin değişik ruhu barındırıyorum. bilincimi severim!bir kaç tanesi öldü ama. törensiz, karanfilsiz, tabursuz, tekbirsiz. ve yalansız! bazı öyküler noktayı koyduğun yerde başlıyor, biraz başkalaşarak.  önüne geçemiyorsun sel suları gibi ilerleyen hikayenin. setler çekiyorsun, yıkılıyor. sonra bir Firavun edasıyla secde ediveriyorsun o çıplak gözle göremediğin çizgiye geldiğinde. öyle.


Hiç yorum yok: