" Birbirini sevmeyen insanlar bile her gün aynı evlerde aynı sabahlara uyanırken ben sana kilometrelerce mesafeden sarılmaya çalışıyorum. Bu haksızlık!"
26 Mayıs 2015 Salı
14 Mayıs 2015 Perşembe
Umut Var!
Bahar kadar nazlı bir kız görmedim ömrümde. Göz kırpıp
kırpıp kaçan, bizi soğuk rüzgarlara salan, saksı çiçeği kadar mutluluğu bizden
kıskanan, balkonları mevsime küstüren … Mevsimi yaza bağlayacaksan inan çok
gücenirim. Sen benim en sevdiğim mevsim, en sevdiğim kalp ve hatta en sevdiğim
karın ağrısı... Bendeki anlamın tadına baktığım kalplerde yok inan. Hiç baharda
aşık olmayışımı bile yağlı bir ilmek gibi boynuma taktım. Her mevsim sana
koşabilmenin umuduydu bende. “Bir daha ki bahara sellukalarla süsleyeceğim
balkonu, bir daha ki bahara bisikleti de bir elden geçireyim, bir daha ki bahara şu
hep istediğim çiçekli entariyi de sırtıma geçireyim” telaşıydın sen bende. Öyle
gri kaldım ki seni beklerken, badanasız çıplak evler gibiyim. Dikenlerim
kocaman oldu da güllerim tomurcuklanmadı bir türlü. Halden anlamasan da gel! Düşük
omuzlarımı sineye çekip omzuma attığım şalın çiçeklerini görmek için bile olsa
gel! İpe astığım bütün çamaşırları uçuracak olsan da gel! Utana utana
toplatacaksan da sokaktan…
Rüyamda saklambaç oynayan o iki çocuk baharı camdan
izlemekten usandı. Gel ki dizlerinde hatırı sayılır yaralar iz yapsın. Kanamanın,
sızlamanın oyunu bırakmaya bahane olmayacağını öğretmek için gel! Uçuramadığım bütün
uçurtmaları göğe salacağız gelirsen. Ağaçlara “şiir her yerde” kurdeleleri
asacağız. Sende biliyorsun, bütün güzel şiirler senin göğsünde büyüdü. En sevdiğim
şiirin hatrına aç kollarını gel!
Adımın yarısı sabır, yarısı taş. Sabrederek suyu bulan bir
anne de değilim, cennetten bahşedilmiş bir taş da. Beni attıkları dünyaya
alışmaktan, uçuşmaktan başka bir mucizem yok. Bütün mucizesizliğimle seni
beklemekteyim. Ana sınıfında yapılmış simli ve çilli bir çocuk resmiyim. Simlerimi
dökeceksen de gel!
“ Şair var umut serde”
demeseydi yazmayacaktım sana. Ceylan’ın sesinin nârına gel!
3 Mayıs 2015 Pazar
İflah olmayalım sinyorita!
" Sanki sonsuza varmadan bir önceki duraktayız." Hayatımızdaki bazı insanlar mesefaleri aşıp yanımıza oturabiliyor, sırtımızı sıvazlayabiliyor, yaralarımıza üfleyebiliyorlar.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)