8 Mayıs 2014 Perşembe

ve bir kitapta dendi

          ...
          Başıma bir şaplak indi; ve o anda adamların kim olduklarını anladım.
          Polisti bunlar, başka bir olasılık yoktu.Bu denli baskın bir ifade gücüne polisten başkası sahip olamazdı. Bir şaplak!Tokatların, yumrukların arasında küçük bir şaka gibi duran bu şey ancak polisin yapabileceği bir şeydi.
          " Adı ne peki?" dediler.
          " Selma."
          Korkunç bir utanç, anlamsız bir gurur duydum bunu söylerken. Düş gibiydi, evet; iki duyguyu aynı anda hissedebileceğimi söyleseler inanmazdım.
          Bende onlara sorular sormak istiyordum ama soramıyordum.
          " Siz evli misiniz?" diye soracaktım cesaretim olsa." Karınızın adı ne? Çocuğunuz var mı? Yetişkin mi, kaça gidiyor? Devlet bana şaplak atmanız için ne kadar veriyor? Yetiyor mu? Ben daha fazlasını öderim, gidin devlete şaplak atın!"
          ...

Menekşeler Atlar Oburlar / Hüsnü Arkan

1 Mayıs 2014 Perşembe

Hey! Bak İşçi Tulumu Giymiş Umut

ben işçi çocuğuyum. işçi bayramlarında babamın izinli olduğunu hiç hatırlamıyorum. fabrikada iş kazası geçirip parmaklarını kaybetmiş bir babanın çocuğuyum. babasının kaybettiği parmaklarına bağlanan maaşla okumuş bir işçi çocuğuyum. "baban hakkını savunsaydı, sendikalar niye var?" diyeceksiniz. babam hakkını savundu beyzadem. hep savundu. sendikalı bir işçiydi ve o sendikaların yediği paraları yüzlerine vurduğu için toplantıları terk ettiğini de bilirim. seneler önce 1 Mayıs'ta Taksim'e yürüyüşe gitmeye karar verdiğimde, hayatımda yaptığım çoğu şeyi hoşgörüyle karşılayan babam izin vermedi. gerekçesi ise " çoğunlukla derdi işçi olmayan adamların ayak oyunlarına gidip, bilmediğin işler yüzünden dayak yemene izin vermem. benim atmadığım dayağı devlet sana atamaz. " demişti. " şimdi hala işçilerin, ama gerçekten işçilerin kutlayabildiği bir bayramı hayal ediyorum. kavgayla, gürültüyle, polisle, copla, " yassak hemşerim, yassak! " la değil. gerçek bir bayramı. emek verdiğiniz her şeyin bayramı kutlu olsun.