şekerden ev hayalleri için yaşlandık Şule. ısıtma merkezi sistem olsa bari çağımızdayız. sırtımı tutsun yeleklerine geçmeyi, etek altı çiçekli pijamalar giymeyi de istiyorum elbet. biz ne günler gördük cakası satmak istiyorum torunlarıma. ne dersin, o kadar yaşar mıyız? saçlarımda tek tük ak kızlar peydah olmuş. yalnız hissetmesinler diye daha bir seviyorum diğerlerinden. kalbime bir şey oturuyor bazı geceler, iğne batması gibi. batıyor ama yaşatıyor da. " Allah insana bu günleri aratmasın. " ne zalim bir dua. Allah insana her halini sevdirsin bana kalırsa. en çok düşünce, acıdan gülünce ya da.
ben hiç böyle hayal etmemiştim hayatı Şule. ben hiç böyle olsun istememiştim. elimden tutup çekmeseydi içine, yahut böyle davetkar olmasaydı gelmezdim. kapı önünde seksek oynardım da yine gelmezdim. sobadan tavana ışıklar yansırdı, ben onlardan masallar çizerdim rüyalarıma. çocukken sihirli güçlerim vardı benim. Allah'ım babam gofretle gelsin eve derdim, gelirdi. sonra bir kek çırpımı vakitte büyüyüverdim. Allah kahretsinli öfkelerden geçtim. sesimi yuttuğum günler de oldu, yüzümü aynalarda bulamadığım... kendine dokunamıyor insan bana sorarsan. sade değiyor, dokunmak başka.
iki karış toprağa sokuluyor da insan sığamıyor kendi içine. boyumdan mı bilemedim. burada hayat bildiğin gibi değil Şule. hem güzel gibi hem can sıkıyor, hem şeker gibi hem dil yakıyor. yarın yine ipsiz sapsız bir rüzgarda yüzüme çalınırsın. bakarsın bir masalın eğri burunlu cadısı oluveririz bir gün. umut etmek gerek sonuçta. o zaman voleyi vurduk mu bilmem ama ab-ı hayatı bulduk demektir.