hıdırellezin hayatımdaki rolü büyük. o birazda ananem demek sanırım. hatırlıyorum küçükken ananem süt kaynatıp tezgaha koyar, üzerine dualar ederdi ve sabah bi kalkardık ki süt yoğurt olmuş. sonra da "Hızır geçti. bu yıl bereket olacak" diye sevinirlerdi. ben yüzünü görmediğim bi Hızır'ın evimize uğramasından hoşnut olmaz, sihirli güçleri olan görünmez bi adam olduğunu düşünüp korkar ve bütün gün battaniyenin altından çıkmazdım. battaniye koruyucu pelerinimdi galiba. çocuk aklı işte. o yoğurdu tezgahta görünce bütün tüylerim Arap atı gibi şaha kalkardı ve Hızır bizim eve gelmesin isterdim. her yıl olmasa da çoğunlukla gelirdi. o diken üstündeki bekleyişlerimi unutamıyorum.
annemler de genç kızlıklarında dilek yazarmış. bu yıl nerden geldi bilmiyorum bende de dilek yazma isteği belirdi. hatta bir ön çalışma mahiyetinde de diyebiliriz, yanlışlıkla 21 Mart'ta dileğimi gömdüm. bilmediğin şeye eğreti duruyorsun işte. biraz da '' balık bilmezse Halik bilir'' durumu oldu. az önce dileğimi gömmüş olmanın haklı gururuyla girdim eve. ne duasından ne de diğer ritüellerden haberdarım. umarım amatör duruşumun bi artısı olur bu konuda. :) dilek konusunda yaşadığım dumur da cabası tabi. uğraştım ama bi türlü kendimi çizgilerle ifade edemedim. sonra bir de Dücane Cündioğlu'nun " Dualarımı Kabul Etmemesinden Bildim Ben Onu " yazısı olaya tuz biber oldu.
bizim Allah'la aramızda tuhaf bi frekans var. ben şansla arası iyi olan insanlardan değilim. aksilikler gölgem gibi peşimden gelir hep. ben bir şeyleri olsun isterim, O vermez. ya da kıymet bilmez olmayayım diye biraz sürükler rüzgarlarında. buna öyle alıştım ki bir gün hayatımda bir şey pat diye olursa kendimi sorgulamaya başlarım herhalde " ben nerede yanlış yaptım?" diye. diyorum ya bizim frekansımız çok acayip.
dileğimi yazarken başta bencil çizgilerimden bahsettim, sonra Cündioğlu'ndan ve kendimden. sonra da bu dileği kendim için dilemenin hem Allah'a saygısızlık olacağını hem de frekansımıza ihanet olacağını düşünerek içinde benim olmadığım ama içinde benden şeylerin olduğu bi dilek yazdım. ha isteklerin yalnızca Allah'tan olması gerektiğini elbette biliyorum. aracısız olması gerektiğini de tabi. ama bu biraz istisnai ve değişik bir durum. ister efsane deyin, ister batıl inanç. insan bir şeylerle törpülenmek istiyor işte. gece vakti bir gülün kokusunu burnuma çekmenin huzurunu da ayrıca not almanızı isterim.
Sevgili Hızır ve İlyas Aleyhisselam'a verimli bir gece diliyorum. hepimize sevgiler.